ÜZÜM ADA BOZCAADA
Çanakkale’nin şahsına münhasır adası en popüler dönemini yaşıyor belki. Yine de bağlarından ekşi mayasına, sert rüzgârından soğuk suyuna; kalabalığa inat doğal ve yavaş hayat da sürüyor.
Çanakkale’nin şahsına münhasır adası en popüler dönemini yaşıyor belki. Yine de bağlarından ekşi mayasına, sert rüzgârından soğuk suyuna; kalabalığa inat doğal ve yavaş hayat da sürüyor.
İlk kez 20’li yaşların başında, kalabalık bir arkadaş grubuyla ziyaret etmiştim Bozcaada’yı. Yakın da değildi uzak da… Feribot yolculuklarının keyfinden mi bilmem, gitmesi kolay ve eğlenceli gelmişti bana. Yeni yeni tanıştığımız çılgın tüketim kodlarının, ara sokaklardaki evlerin önünde sırayla birbirinin fotoğrafını çekmek dışında pek de bir şey konuşmayanların istilası henüz yoktu. Ada sakin, keşfe açık ve kibardı. Sıcağın en zalim, turizmin en yoğun olduğu bu aylarda tekrar yoluna düşerken, her şeyi bıraktığım gibi bulmayı beklemiyordum elbette. Beklenenler arttıkça adanın değiştiğini, hareketlendiğini; yanaşan feribotların da içinden çıkanların da sayısının arttığını biliyordum. Sakin ama sert rüzgârlı mizacını, kibarlığını, naifliğini, adayı sevip koruyanların hep özendiğim hayatını değişmemiş buldum ya, daha ne isterim.
Bozcaada’yı Türkiye’deki tüm bildik turist destinasyonlarından ayıran bir ‘şey’ var; adını koymak kolay değil. Bizlerden daha Egeli; öve öve bitiremediğimiz Yunan adaları gibi sade ama renkli; içinde yaşayanların sohbetleri, bildikleri çok kıymetli. Adaya varır varmaz meydandaki Çınaraltı’nda Türk kahvesi içip gelen geçeni izlemek adetten. Daha bu ilk adımda zamanın yavaşladığını, en uzak mesafeye nasılsa 15 dakikada varacağınızı hissedip üzerinizdeki şehir yükünü bir kenara bırakıvermek güzel. Çınaraltı’nın kahve yanında getirdiği bademli minik Efibadem kurabiyelerini ağzınıza atarak tadımların da ilkine başlayabilirsiniz. Adada kurabiye konusu mühim. Gökçeada’dan gelen Efibadem marka kurabiyelerin eline kimse su dökemez diyenler çoğunlukta. Çiçek Pastanesi’nin bademli sakızlı kurabiyesi ise öğleden sonraya kalmıyor, önünde kuyruklar oluyor.
Veli Dede, hemen meydandaki bir başka meşhur dükkân. Bozcaadalı Göztepe ailesinin markası, bugün adaya özgü pek çok lezzetin bir arada satıldığı bir dükkân haline gelmiş. Fırın tarafının kapısından girince kurabiyelerin kokusuna direnmeye çalışmayın. Teslim olup, bademli sakızlıyı bir de burada tadın. Bozcaada’yı fotoğraflarıyla gördüğünüz Şevket Kızıldağ’ın favorisi yoğun tereyağlı sade kurabiyeyi de es geçmeyin derim. Biscottiler, reçeller, adanın en önemli lezzetlerinden koruk ve üzüm suyu… Hepsini torbaya atıp, rüzgârla serinleyen dar sokaklara pikniğiniz yanınızda girebilirsiniz.
↑ Back to topLatest
- Latest
- Food and Travel
- 2016 Sayıları
- Ağustos Sayısı 2014
- Ağustos Sayısı 2015
- Ağustos Sayısı 2016
- Aralık Sayısı 2013
- Aralık Sayısı 2014
- Aralık Sayısı 2015
- Ekim Sayısı 2013
- Ekim Sayısı 2014
- Ekim Sayısı 2015
- Eylül Sayısı 2014
- Eylül Sayısı 2015
- Haziran Sayısı 2014
- Haziran Sayısı 2015
- Haziran Sayısı 2016
- Kasım Sayısı 2013
- Kasım Sayısı 2014
- Kasım Sayısı 2015
- Mart Sayısı 2014
- Mart Sayısı 2015
- Mart Sayısı 2016
- Mayıs Sayısı 2014
- Mayıs Sayısı 2015
- Mayıs Sayısı 2016
- Nisan Sayısı 2014
- Nisan Sayısı 2015
- Nisan Sayısı 2016
- Ocak Sayısı 2014
- Ocak Sayısı 2015
- Ocak Sayısı 2016
- Seyahat
- Şubat Sayısı 2014
- Şubat Sayısı 2015
- Şubat Sayısı 2016
- Temmuz Sayısı 2014
- Temmuz Sayısı 2015
- Temmuz Sayısı 2016
- Gurme Seyahat
- Haberler
- Yemek