BİR ISIRIKTA BARCELONA
Sokaklarından tarih ve sanat fışkıran Barselona, nasıl bir tatil hayal ederseniz onu yaşayabileceğiniz, değişken ve hareketli bir kent. Her köşe başında karşınıza çıkıp sizi günaha davet eden sokak lezzetleriyse tek sabiti.
Anlatıla anlatıla bitirilmeyen şehirlere nihayet vardığınızda, ha- yal kırıklığı yaşamak adettendir. Bunun hayli geç keşfedebil- diğim Barselona için geçerli olmadığını, tersine bahsedilenlerin hafif bile kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Nihayet Etstur’un dört günlük Barselona turuyla keşfettiğim Katalan Bölgesi’nin gözbebeği Barselona’nın hareketli geniş caddeleri, kiliseleri, köprüleri, daracık taş sokakları, alabildiğine uzanan sakin plajları, içi dopdolu müze- leri, her adıma eşlik eden muhteşem lezzetlerine, kısacası şehrin neşesine kapılmamak mümkün değil. Katalanların -ekonomik sıkın- tılarını göz ardı edersek- yaşamak gibi yaşamak peşinde oldukları kesin. Bir zamanlar en havalı kafesinin menüsünü Picasso’nun çiz- diği, en güzel köşelerine Gaudi’nin yapılarının yerleştiği bir şehirde, sanat ve tarihin kentin günlük yaşantısının içinde kaybolmasına da şaşırmamalı.
Barselona’da olduğunu iyice anlamak isteyenlerin caddeler boyu Gaudi’nin yapıtlarını takip etmeleri yeterli. Ünlü mimarın moderniz- min öncüsü heybetli gotik kilisesi Sagra Da Familia, ölümünden bu yana tamamlanmadığı için bitmeyen kilise olarak da biliniyor. Pas- seig de Gràcia üzerindeki Casa Battlo ve önünüzde yeni bir dünya açacak masalsı Park Güell ise zaman kavramını unutturan ömürlük seyirler. Bu noktada Barselona’yı ilk kez ziyaret edeceklere sandık- larından daha uzun zamana ihtiyaçları olduğunu hatırlatmak gerek. Gezeceğiniz müzelerin de Picasso ve Miro gibi isimleri ağırladığını düşünmek, zamanın nasıl yetersiz kalacağı hakkında ipucu verebilir. Kentin zihinlerde yaşatacağı yoğun sanat ve tarih bayramına rağmen Barselona’nın her şeyden önce bir lezzet üssü olduğunu, aklınızda en çok yediklerinizin kalacağını söylesem inandırıcı olur muyum, bilmiyorum. Ama bence öyle. Türkiye’de yaşayan bir lezzet tutkununu, sokak yemeklerine hayran bırakmak kolay değil. Bar- selona’nın her yerinden bir başka tat fışkıran sokaklarında dillere destan tapas barlarında, şarküteri ve restoranlarında vakit geçirmek o kadar eğlenceli ki… Bu şehirde yemek yemek karın doyurma yön- temi değil, zevk alma ve sosyalleşme biçimi. Yemeğin fotoğrafını çekenlerin değil kahkahalarla gülüp sohbet ederek birlikte yiyenlerin memleketi yani.
↑ Back to topLatest
- Latest
- Food and Travel
- 2016 Sayıları
- Ağustos Sayısı 2014
- Ağustos Sayısı 2015
- Ağustos Sayısı 2016
- Aralık Sayısı 2013
- Aralık Sayısı 2014
- Aralık Sayısı 2015
- Ekim Sayısı 2013
- Ekim Sayısı 2014
- Ekim Sayısı 2015
- Eylül Sayısı 2014
- Eylül Sayısı 2015
- Haziran Sayısı 2014
- Haziran Sayısı 2015
- Haziran Sayısı 2016
- Kasım Sayısı 2013
- Kasım Sayısı 2014
- Kasım Sayısı 2015
- Mart Sayısı 2014
- Mart Sayısı 2015
- Mart Sayısı 2016
- Mayıs Sayısı 2014
- Mayıs Sayısı 2015
- Mayıs Sayısı 2016
- Nisan Sayısı 2014
- Nisan Sayısı 2015
- Nisan Sayısı 2016
- Ocak Sayısı 2014
- Ocak Sayısı 2015
- Ocak Sayısı 2016
- Seyahat
- Şubat Sayısı 2014
- Şubat Sayısı 2015
- Şubat Sayısı 2016
- Temmuz Sayısı 2014
- Temmuz Sayısı 2015
- Temmuz Sayısı 2016
- Gurme Seyahat
- Haberler
- Yemek
Yorumlar
İlk yorum yapan siz olun.